2024- 2025 Vodofone Sultanlar Ligi / Sezon Özeti (Hatırladığım kadarıyla)
Aylar sonra bu rekabetçi sezonun yorumunu yazma fırsatı buluyorum. Tam hatırlayamadığım için belli noktaları atlarsam lütfen bana hatırlatın, eklemiş olurum.
Önce kendi takımımdan başlayayım, ligin başlangıcı Vakıflılar açısından hiç de iyi olmadı. Gabi'nin gidişi, yeni oyuncuların gelişi, takımın yepyeni bir düzene oturtulmaya çalışılması tam da bu sorunlarla lige 7. sırada başladık. Aslında bu tam bir faciaydı. Koskoca Vakıfbank, orta seviye takımların bile altında kalmıştı. Markova, Yuan, Kiera Van Ryk, Bosetti gibi yeni oyuncularla Ogbogu ve Gabi'nin yeri tutulması denendi. O manşet zaafiyeti bir türlü kapanmadı. Blokta ise istenen formu tutması Yuan için uzun zaman aldı. Hatta bloktan çok serviste etkili oldu. Kiera Van Ryk ise istikrarsız THY geçmişini bir kenara bırakarak tamamen istikrarlı bir halde tam bir sezon oynadı. Çünkü yedeği Kipp sakatlandı ve lig yarısına gelmeden sadece 2 maç oynayıp ülkesine döndü, tedavi altına alındı.
Markova ise tek istikrarlı smaçörümüzdü diyebilirim. Performansı ve istikrarıyla formayı kaptı. Hatta manşete bile girip birçok isimden iyi iş çıkardığı zamanlar oldu. Blok yapan uzun kolları, acayip sıçramaları... Özlendi. Frantti uzun süreli sakatlık geçirdi, Bosetti savunma için kullanıldı. Derya sakatlandı. Bu süreçte oyun Merkova ve Van Ryk'a yıkıldı. Cansu da sakatlandı, ligin ilk yarısı iki üç maç oynadı ve devam edemedi, yazdan beri süren sakatlığı onu ligin ikinci yarısına kadar bırakmadı. Bu süreçte Sıla çok iyi iş çıkardı. Cansu döndüğü ilk ŞL maçında MVP oldu. (Lig MVP'si de oldu kraliçem) Zehra omuz ve bacak sakatlıkları yaşamıştı, sakatlığı devam etti ve geri döndüğünde formsuzdu. Ayça ve Aylin formsuzdu.
Tam bu ortamda Fenerbahçe şampiyonlar ligi çeyrek finali ikinci maçında yine bir altın set macerası yaşıyor, hortlayıp geri dönüyoruz. Ne maçtı ama... O gazla Fenerbahçe'yi yenip ligi de alıyor, kupayı kazanıyoruz. Onca sakatlıkla, umutsuzlukla, çok büyük bir çaprazımız olmadan, Gabi gibi birini kaybetmiş olarak lig şampiyonu oluyoruz. (ŞL için yetmedi, seneye geliyoruz.)
Eczacıbaşı... Onlar için kaoslu, zor ve acılı bir sezon oldu. İlk olarak Plummer'in sakatlığı (sezon boyunca çok da başarı sağladığı söylenemez) takımı kötü etkiledi diye düşünürken bir yıldızın doğumuna şahit oluyoruz. YAPRAK ERKEK. Yerli Gabi dediğimiz isim (Artık Gabi yabancı Yaprak) kısa boyuna rağmen çok iyi sıçrıyor, manşette de hücumda da belli bir istikrar sağlıyordu. 2 senedir sadece servise giren Yaprak, ona verilen şansı sonuna kadar değerlendirdi. O formayı söke söke aldı. Gray istikrarsızdı, fazlasıyla soğumuştu. Hande ise kesildi, birçok maçta yer verilmedi (Antranör çok eleştirildi). Yaprak takımın vazgeçilmezi oldu. Şimdi de hakkıyla milli takıma seçildi ve sonuna kadar en güvenilir smaçörlerimizden biri haline geldi.
Maalesef Eczacıbaşı için en iyi şey Yaprak oldu çünkü Ferhat Akbaş'ın maç kadro seçimleri, taktikleri ve takımdakileri kesmesi gibi meselelerle taraftar isyandayken bir anda faturası kesildi ve takımla yolları ayrıldı. Yolları ayrılan sadece onlar değildi. Hande Baladın Fenerbahçe'ye, Tijana Boskovic ise Vakıfbank'a transfer oldu. Taraftarı da takımı da yıkan en önemli haber bu oldu. 10 senedir bu takımda olan ikili hiç kupa kaldıramadan ayrıldılar. Yerine yapılan transferler ise ne kadar yerlerini doldurur merak konusu. Özellikle Boskovic'in yeri Stysiak tarafından doldurulamayacak, o kesin. Hoca tercihi ise Bregoli oldu. Emily Maglio transferiyle de orta rotasyonu kuvvetlendirildi. Kesinlikle en iyi orta rotasyonlarından birine sahip olacaklar.
Fenerbahçe ise hocadan yana yüzleri hiç gülmedi. Taraftar Fenoglio'dan memnun olmadı, tercihleri ve kenarda oyuncuları çürütmesi (Vasileva 3 4 ay boyunca hiç kadroda yer almadı, Stysiak voleybolu unuttu) onun da sonunu getirdi. Bir hoca değişikliğine gidildi. Fenoglio'nun bileti ise ŞL Vakıfbank yenligisi sonrası kesildi. Arina'nın Çin'den dönüşü, Vargas'ın takımda sezon başından beri olması da çok katkı sağlamadı. Drca'nın pas uyumsuzluğu takımı çok fazla etkiledi. Vargas toplara vururken beli bükülüyordu (sakatlanmadığına şükrediyoruz). Orta katkısı, smaçör desteği ve yeni bir pasör isteklerine sessiz kalmayan yönetim yeni sezon için çok iddialı bir kadrolaşmaya gitti. Korneluk ve Yuan'ı transfer eden Fener'in en önemli transferi Orro oldu. Li Yingying transfer etmeyi planlıyorlar ancak sakatlıktan yeni çıkan Li gelebilecek mi bilmiyoruz. Ana Cristina'nın sakatlanması, Hande'nin transferi gibi meseleler de seneye nasıl bir Fener izleyeceğimizi merak ettiriyor.
Türk Hava Yolları bol kaoslu bir sezonu geride bıraktı. Büşra Kılıçlı'nın kaptan olması kaosuyla başlayan olaylar kaptanın Ratzke olmasıyla devam ediyor. Sonrasında takım içi çatırdamalar ve Neriman Özsoy'un kavgaları ortaya çıkıyor. Hatta iddialara göre takım menajeriyle kavga edince kadro dışı kalıyor. Ze Roberto buna karşı durunca onun da suyu ısınıyor ve daha sonra ikisiyle de yollar ayrılıyor. Ama ne ayrılma! Ortalık inliyor. Neriman koluna Ze yazıp protestolar mı etmedi, Brezilyalı taraftarlar onu bağrına mı basmadı neler neler. Sonunda THY kendi düzenini kursa da beklenen performans sergilenmediği için ilk dörtte yer almadı. Orthmann sakatlığı, Anthi de sakattı sanırım bir sürü dengesizlik THY'yi yerinden düşürdü. Ancak bir isim var, Karmen Aksoy. Kesinlikle sakatlık geçirmeseydi milli takımda olmalıydı. Öyle iyi performansı vardı ki, hayran kaldık. Sadece blokta değil hücumda da mükemmeldi.
Kuzeyboru ise Lazareva ile büyük bir ivme kazammıştı. Şazareva ligin açık ara en iyi pasör çaprazı olarak sezonu bitirdi. Gerek skor yükü, gerek yüzdesi çok başarılıydı. Kuzeyboru, kendi evinde oynadığı Novara maçında da harikalar yaratmıştı. Tam da o maçtan sonra bir düşüş yaşadı, önce Novara'ya kaybetti sonra turnuvadan elendi, ligteki istikrarı da sarsıldı. Dördüncü sırayı zorlayabileceğini düşündüğüm takım 7. sırada ligi bitirdi. Ayşe Çürük ise istikrarlı oyunuyla milli takım kadrosunda yer aldı ve ilk hafta oynama şansı buldu. Onun için çok sevindim.
Gakatasaray ise ilk dörtte yerini buldu. Final serilerinde Fener'i yenebilecek noktaya bile gelmişlerdi ancak o maçı kaybedince Eczacı ile üçüncülük yarışına girdi. Alexia takımla uyumluydu, İlkin iyi işler çıkardı. Ligin başında Bongaerts iyi bir performansla herkesi büyüledi. Timmerman'dan ve Kalandadze'den istenen katkı ise alınamadı. Yine de beklenenden fazlasını kazanan GS ligi 4. sırada tamamladı. Guillermo Hernández'den verim alamadığını düşünüp koç değişikliğine gidilen takımda başa Bigarelli geçti. Bu değişim çok eleştiri aldı çünkü bir ligin sonuncusu takımının hocasıydı ve başarısı yoktu. Bigarelli şaşırtmakla kalmadı herkese başarabileceğini gösterdi. Neredeyse finale çıkıyordu. Takımı sahada savaşırken o da kenardan savaştı. Ekstra övülmesi gerektiğini düşünüyorum. Seneye ise Sylla, Frantti, Naz, Lukasik transferileriyle neler yapacaklar merak konusu. Ligin rekabeti gittikçe artıyor.
Zeren... Lige bomba gibi düşen ve eleştirilen o takım. Geçen sene kurulan takım 1. ligten sultanlar ligine çıkma hakkını final serisinde kaybetmişti ancak Çukurova'nın haklarını satın alıp lige yükselmişti. Böylece eleştirilerin hedefi oldu. Aynı şampiyonlar ligi isim sponsoru olması ve Wild Card ile ŞL oynama hakkı elde etmesinde olduğu gibi.
Bu gibi durumlardan hoşlanmayan taraftarlar bir de Zeren admininin kışkırtıcı paylaşımlarıyla daha da sinirlendi. Ancak bu bir akıma döndü, diğer kulüpler de twitterden maç sonu birbirlerine gönderme yaptılar. Örneğin Zeren atm fotosu paylaşırken, Vakıf Eczacı'yı yenince geçen sene yapılan videoya karşılık verdi. Vakıf Fener'i yendikten sonra ise birilerinin korkulu rüyası temasıyla Zehra forması paylaşmıştı. Hep Zeren başlattı.
Neyse performanslara bakalım, çok takip etmesem de biliyorum ki Uzelac. Gençlerin sarsıntılı performansı olması normaldir özellikle de manşette, hücumda ise istikrarı sürdürmeye devam ediyor. Hücumları etkili, servisleri de öyle. Hataları azaltır ve manşeti de çözerse gelecek için harika bir isme dönecek. Şimdiden milli takımda as oynamaya başladı bile.
Kübra Akman da mükemmel işler başardı, blokları çok cezbediciydi. Mihailovic ise pasör çaprazıydı, performansı bizi zaman zaman büyüledi.
Zeren için söyleyebileceğim en önemli şeyse dengesiz olması. Hayatımda bu kadar dengesiz bir takım görmedim. Vakıf ve Fener'i kolaylıkla yener, Aras ve Nilüfer'i zar zor 3-2 yener. Beklemediğimiz takımlara beklemediğimiz skoru verir. Ligten düşecek takımı da onlar belirledi, onun maçları. İzledim, zevkliydi.
Aydın için söyleyebileceğim üç şey var. Zeynep Sude, Berka ve koç Alper Hamurcu. Orta oyuncular ligin en skorerlilerindendi, en etkileyici olanlardandı. Bir maçta çok blok yapıyorlar, hayran bırakıyorlardı. Berka, boyu diğerlerine oranla kısa biri ama atletik çok sıçrayan biri. O kadar bloğu yapması şok etmişti. O güzel performansı milli takımda da yer buldu, oynadı ve etkiledi. Gençlerin şans bulması adapte edilmesi önemliydi. Zeynep Sude ise iyi performansa rağmen neden öilli takıma alınmadı bilmiyoruz.
Beşiktaş için heyecanlıydım ama Saliha ile Rozanski ikilisi çok da etkili performansı yoktu. Diğer smaçörler de öyle. Çaprazda Brakocevic vardı ama etkisi tartışılır. Sıkışınca Merve Nezir devreye girse de çaprazlar çok da etkili değildi. Brakocevic'in sakatlandığı sanırım o sırada bir maç Emily Maglio pasör çaprazı oynamıştı. Bir maçta da orta oyuncu olarak 31 sayı almıştı. Takımın en etkileyici ismiydi. Ligin en iyi ortalarından biriydi. Ne yazık ki orta rotasyonu derinliğini Recep hoca kullanamadı. Begüm ve Bengisu gibi genç isimler rotasyondaydı, Beliz de takımdaydı. Begüm ve Bengisu şans bulamadı. Begüm için üzülmüştüm, o takımda gelişebilirdi ancak şansı olmadı. Halbuki çok iyi bir performanslı oyuncuydu. Sezon ortası transferiyle Nilüfer'den Julia Szczurowska pasör çaprazı olarak transfer edildi. Julia Nilüfer'in skor yükünü çekiyordu, bizi büyüleyen isimlerden biriydi. En sonunda ise BJk'ye gitti, o yükselen performansı orada çok fazla devam etmedi (izlediğim, hatırladığım kadarıyla. Az bir yer hatırlıyor olabilirim.) Onun haricinde hoca dahil herkes takımdan ayrıldı.
Nilüfer'de ise Heynen gitti. Szczurowska takımı sırtlanıyordu. O da yarı sezonda gidince yerini Jana Kulan çapraza geçti ve etkili oynadı. Milenkovic ve Guerra da smaçördeydi. Düşme hattından zor kurtuldu.
Bahçelievler'de Buse Ünal etkili oyunuyla etkilemişti. Özellikle blokları ve hücumlaro şaşırtmıştı. Ligin başında dikkatle takip ediyordum istatistiklerden ancak sonrasına dair pek bilgim yok.
Aynı takım Meryem'i yaşlandığı için yollamıştı, Sarıyer'de ise Meryem onlara karşı şov yapmıştı. Voleybola devam edecek mi bilmiyorum. Sarıyer küme düştü. Mavi şimşeğimize güzelce veda etmek isterim, ansızın değil.
Seneye yapılan güçlü transferler ligin kalitesini arttıracak. Seyir zevki daha yüksek maçlar, aşıeı güçlü takımlar, 1.90 üstü dev gibi voleybolcular, duvar gibi orta oyuncular izleyeceğiz. Bu eğlenceli olacak. 1-8 play offu daha rekabetçi ve eğlenceli olabilir, beklenmedik takımlar bile kupa sahibi olabilir ancak 1-4'ten devam ediyoruz.
Güzel bir sezondu. Yeni sezonu merakla bekliyorum.
Yorumlar
Yorum Gönder