Saka ve Sanrı - Maral Atmaca / Yorum


Kitap Adı:  SAKA VE SANRI

Yazar Adı: MARAL ATMACA

Yayınevi: EPHESUS

Sayfa: 576


Not: Tüm seri Wattpad üzerinden okunmuştur.


Spoiler İçerir!


Bige Efil Saka tam hayalindeki bir adamla evlenir. Onun için ölüp bitiyordur. Karun Kalender'in adını kullanarak onunla evlenen Serhat'ın zaten evli olduğunu ve gerçek Karun Kalender'in Türkiye'nin en büyük mafyalarından biri olduğunu öğrenir. Serhat'ın eşi Elay bunu öğrenince düşük yapar ve bir daha çocuğu olamayacağını öğrenir çünkü üçüncü düşüğüdür, aklını yitirir. Bige ise Karun'dan boşanmak için Adana'dan kalkıp İstanbul'a gider. 

Duha Tunus ise Karun'un en büyük düşmanıdır ve her şeyi yarıştırırlar, evleri şirketleri bile karşılıklıdır. Duha, sevgilisi Rengin'in Karun'la nişanlandığını öğrenince çıldırır ve onu Bige ile evlendiren kişi odur. Böylece Rengin ile asla evlenemeyecektir. Rengin bir görev sebebiyle hem Duha hem de Karun ile 2 yıldır sevgilidir ve ikisinin de ruhu duymaz. Daha sonra Karun da bunu öğrenecektir. 

Bige İstanbul'a gelince Karun'a boşanma evraklarını imzalatır, tam gideceği sırada Duha onu kaçırır ve boşanmamasını söyler. Bige, Karun'un tam aksi karakterdedir ve birbirlerine hayatı zindan edeceklerini düşündüğü için evliliğin sürmesini ister, bir de Rengin'le evlenmesin diye. Bige para teklifini kabul etmez, zaten zengindir. Adana'ya tam dönecekken Duha'nın Bige kalsın diye çıkarttığı haberler ile Bige geri döner çünkü Karun, Rengin ve birçok kişi artık ona metres diyordur çünkü Serhat ile fotoları çıkmıştır ve onun evli olduğu yazıyordur. Karun'dan haberleri toplamasını ister, Karun benim metreslerle işim yok deyince Bige gidip kocasının evine taşınır. Karun izin vermez ancak Duha gelip benle kalsın vs yapınca Karun onu mecbur kabul eder ve Bige müştemilatta yaşamaya başlar. Daha sonra malikaneye de geçecektir.

O sırada yaşanan tablo; Bige, kocası karun ve onun nişanlısı Rengin bir arada yaşamaktadır. Daha sonra Bige'nin evlendiğini sandığı eski nişanlısı Serhat'ın karısı Elay da o eve gelince... Evet mide bulandırıcı üçgenler sarmalı. 

Duha ile Karun birçok şeyde yarışıyor, Bige delirmiş gibi hareketler yapıyor. Rengin ortalığı karoştırmaya çalışıyor. Bir yandan Bige'nin düşmanları Azap tarikatı bir yandan Karun'un düşmanları derken ohhooo. Bige bir albayın kızı, daha 8 10 yaşlarındayken arkadaşlarının da olduğu bir depoda bu teröristlerin mühimmatını patlatıyor babası söylediği için, tüm arkadaşları ölüyor. Uğur (Kadem) hariç. Kadem yaşıyor ve tam kitabın başladığından 1 sene önce Bige'yi hatırlıyor ve onu buluyor. Bige'nin 27. (?) Doğum gününde Azap Tarikatı lideri Carlos onu öldüreceğini söylüyor. Carlos'un oğlu o patlamada ölmüştü. Kadem de onu korumak için Duha'nın ona verdiği görev için Bige'yi seçiyor. Çünkü biliyor ki Karun, soyadını taşıyan bir kadını sevmese bile korur. 

Daha sonra Rengin'in gerçek yüzü ortaya çıkıyor; Karun, Duha ile yakınlaşıp arkadaş oluyor; Bige kafayı yiyor. Evet kafayı yiyor, bir olayda Bige Karun'u terk ediyor ve Azap Tarikat'ı onu kaçırıyor. İstekleri karşısında ise Karun ona eflatun elbise gönderiyor, eflatunun ölüm rengi olduğunu biliyor. Karısına öl diyor yani, benim için ölüsün. Ona o sırada zehir veriyorlar, Karun'un adamları yetişip Bige'yi kurtarıyor ama karun panzehiri vermiyor. Ona yalvarsın ve gitmeyeceğim sana muhtacım demesini istiyor, Bige kan kussa da dönmüyor, damdan atlayıp intihar ediyor. O günden sonra da kafayı yiyor işte. Karun daha hassas hale gelirken bige gördüğü yerde Karun'a satır, bıçak falan fırlatıyor. Adamı vuruyor. Sürekli yaralıyor. Bir çiftte olmaması gereken her şey var, çok sinir bozucuydu yani. 

Bir çift bir kere ayrılır sonra barışır kitapta, ikinciye tahammülüm yok. Bu kitapta ayrıl barış yalama oldu. En son tehdit edildiği için Karun Bige'yi boşadı. Mikrofon kamera vs olduğu için söyleyemedi de. Bige ağlayarak giderken vuruluyor göğsünden. Duha da onu ölü gösteriyor. Bige 1 sene sonra çıkıp intikam aldım senden diyerek hortluyor. O süreçte Karun'un acısı harika işlenmiş bu arada, kitapta bana geçen çok nadir şeylerden biriydi. O asla ağlamayan adam mahvoldu, kahretti kendini. Her gece mezara sarılıp uyudu, her zaman o mezarla konuştu. Bige nasıl eflatun elbise olayını affedemediyse Karun da o 1 yılı affedemedi. 

Çiftin ilk birlikte olmaları, ilk kıskançlıkları tatlı gelmişti o toksiklik başlamadan. Zoraki evlilik, anlaşmalı evlilik temalarını severim ama okuduklarımdan en kötüsü buydu sanırım. Hayatımda okuduğum en toksik çiftti. O kadar yorucu ve saç baş yolduran bir kitaptı ki sonuna kadar tahammül edemedim ve bir yerden sonra sadece merak ettiğim yan çift sahnelerine baktım ve devam etmeyi düşünmüyorum.

Bige fazla çocuk gibiydi, yere oturup ağlarım bak deyip ağlaması mesela çıldırmalıktı.

Yan çiftlere gelelim. 

Duha Tunus... Kitabın başından beri gamsız eğlenceli bir karalterdi, zamanla Karun'la yakın arkadaş oluyorlar birbirlerinin kıçını kollayıp Bige için Azap Tarikatı'yla savaşırken. Hatta 1 sene ölü gösterme olayının arkasında onun olduğunu öğrenince düşmanlık bile yapmıyor tamamen siliyor onu, Duha da terk edilmiş gibi başına örtüler bağlayıp ah vah çekiyordu. Bige de kıskanıyordu aranızda ne var diye. Çok komikti, hatta Karun'un yeni düşmanını dövmüş o benim düşmanım diye. Duha ise Elay ile evlenecek. Elay delirdiğinde Duha'nın yanındaydı, düzelince de Duha ona düşüyor. Sesine bayılıyor. Kur yapıyor ama Elay pas vermiyor. En sonunda bir katakulleyle öptürüyor kendini. (İçeri giren ilk garsonu öpeceğim diyen Elay'a 10 dkda iş girişini yapıp içeriye garson olarak giren ve başkasını sokturmayan Duha şoku) Neyse ikisi de yok ya etkilenmedim havalarında ama öldüler o öpücükten. Daha sonra 1 sene zaman atlamasından sonra Duha bir de tek gecede çocuğu yapmasın mı? Hem de hamile kalamaz denen kadından. Neyse bunun üzerine evleniyorlar. Çift güzeldi ama en güzeli Duha karakteriydi çok sevdim onu. Zaten o olmasa bu toksik çifti okumazdım. Duha'm bir de kalp hastasıydı ah acılı kekim, öleceğini bile bile organ mafyasından kalp almadı sıraya girdi, tabii Karun onu kaçırıp Serhat'ın kalbini taktırana kadar 

Çağıl Kalender... Ah benim mafya ailesinde doğmak zorunda kalıp ailesini seçemeyen üsteğmenim. Kendisi bir asker ve ailesiyle büyük tezatta. Onaylamasa da sadece pisliklere zarar verdiği için abisi Karun'a göz yumuyor. Eğlenceli ve âşık biri. Evdeki hizmetçi Çiçek'e tam 3 yıldır âşık, 4. yılda da söyleyemiyor ama Bige, Çağıl sana âşık deyip kaçıyor. 3 sene içinde tutsa da son zamanlarda fazla belli ediyor hislerini. "Oy sevdam dağlara mı çikayım, oy sevdam sensiz nasil yaşayim" türküsünü söylüyor onu gördükçe. Gerçekten de karşılık göremeyip üzüldüğü için kendini dağa vuruyor göreve gidiyor. İzinde ise evden dışarı çıkmıyor. Çiçek ise ona 6 senedir aşık ama kimseye belli etmemiş çünkü abisiyle beraber o evde çalışıyor ve kovulmak istemiyor, abisini de kovdurmak istemiyor. Kendini iyi gizliyor. Çağıl'ın kıskançlıkları çok güzeldi. Kadem'den kıskandı kızı, zorbalıyor git mit yapıyordu. Çok komikti. En son aşkını itiraf edip karşılık bekleyince Çiçek sevmiyorum dedi, adam da yoluna bak üstüne gelmeyeceğim dedikten bir saniye sonra kızı kucağına çekip öptü. Kız karşılık vermese de itmedi. Orada anladı sevdiğini. Daha sonra da böyle bir an yaşadılar ama Çiçek bu defa karşılık verdi. Karun'la da konuşup Çiçek'i abisinden istetti. (Abidi dövdü ama olsundu) Çok az okusak da çok nahif ve duygu dolu çiftti onları çok sevdim. 

Bunlar dışında Kadem ve Karun'un yeğeni Melek, Karun'un amcası Gurur ve Farah çifleri de vardı. Gurur manyağın teki ama eğlenceliydi, Farah'ı intikam için kaçırmış ve evlenmiş. Değişik ruh hastası vir çift daha diye yorumladım. Yazarın Sarkaç adlı kitabı da bu çifti anlatıyor. O kadar toksik bir çiftti ki Bige ve Karun, onlar gibi olduklarını bildiğim için okumayı düşünmüyorum. Merak etsem de okumayacağım. 

Kitapta dövüş sahneleri abartılıydı, böyle çinlilerin dövüşleri gibi hissettirdi. Kadının deli deli hareketleri, sürekli öldürmeye meyilli olması çok rahatsız ediciydi. En rahatsız edici kısmıysa (yazarken bile utanıyorum, tiksiniyorum) Karun'un ablası Defne'nin 13 yaşında öz babasından tecavüze uğrayıp hamile kalması, Melek'i doğurduktan hemen sonra da ölmesiydi. Ve bize bu sahneleri günlük üzerinden yazmışlar. Okuyamadım, midem kaldırmadı, ne kadar ayrıntı yazıldı bilmiyorum, tiksindim. 

Keşke okumasaydım dediğim kitaplardan biri, sadece Duha karakteri ve Duha & Elay,  Çiçek & Çağıl çiftleri için katlanılır. Bir bireysel yıldızı onlar için veriyorum.

Yazım dilini beğenmedim, şimdiki zaman çok fazla kullanılmış, yapıyorum ediyorum tarzı bir üsluptan hiç hoşlanmıyorum. Sevemedim.


Puanlama

Konu: 

Karakterler: -

Üslup: -

Akıcılık: 

Mantık: -

Duygusal Etki: -

Tatmin Edici Son: -

Tekrar Okunabilirlik: -

Okurun Bireysel Değerlendirmesi: -

3/10



Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Beyaz Leke-1 (Mahkumiyet) / Aslı Arslan / Yorum

Beyaz Leke-2 (Özgürlük) / Aslı Arslan / Yorum

En Heyecanlı Maçlar 2 / Vakıfbank-Fenerbahçe Maçı / Şampiyonlar Ligi Çeyrek Finali / 2025/ Vakıfbank Şampiyonlar Ligi'nde Yine Fenerbahçe'yi Altın Sette Eledi