Hırs Kralı - Ana Huang / Yorum


 Kitap Adı:  HIRS KRALI

Yazar Adı: ANA HUANG

Yayınevi: MARTI YAYINLARI

Sayfa: 320

Spoiler İçerir!


Serinin üçüncü kitabı mükemmeldi. İlk kitabı da çok sevmiştim ama bu kitap... Ağlaya ağlaya bir hal oldum. Nedense bana çok dokundu. Romantik komedi bekliyordum ancak aşk acısı okuyup içimize kadar hissettik.

Alessandra ile Dominic 10 yıldır evlilerdir. Dominic fakirlikten multimilyonerliğe çıkan bir finans şirketinin CEO'sudur. İşine âşıktır, amacı eski hallerine dönmemek için sonuna kadar işinde çabalamaktır. Bu süreçte de karısından gittikçe uzaklaşır ancak bunun farkında değildir. Özel günler, yemekler, randevuları kaçıran iş için oradan ayrılan Dominic'in son hatası ise iş için 10. evlilik yıldönümlerini umutmak olur. Uzun zamandır bu ilgisizliğe direnmeye çalışan Ale en sonunda tatile gidecekleri yıldönümü akşamı kocası gelmeyince yüzüğünü bırakıp onu terk eder.

Dominic o süreçten sonra aslında her zaman hayatında olan Ale'nin gidişiyle büyük bir boşluğa düşer. İkisi de birbirine deli gibi âşıktır ancak Ale daha fazla ilgisiz ve tek taraflı evliliği sürdürmek istemez, boşanmak ister. Dominic terk edildikten sonra Ale'nin peşini bırakmaz ve sürekli onun peşinden gider, kendini affettirmeye ve eskiye dönmeye çalışır. Ale ise ona direnir çünkü şimdiye kadar hep Dominic'in başarılı olması için yardım etmiştir, kendi için hiçbir şey yapmamıştır. İlk defa kendi hikayesinin baş rolü olmak ister.

Ne kitaptı ama... Hatırladıkça gözlerim doluyor, ayrılık hikayeleri beni hep derinden etkiler. Ale Dominic'i anlatırken ktiabın başında gerçekten erkeklerden nefret ettim. Sadece yatak ilişkileri süren, gece görüşmeyen, sen uyu ben gecikirimler, hal hatır sormamalar, merak etmemeler gibi sebeplerle Ale de kendini kapatmış ona hiçbir şey sormamaya başlamış. Dominic ise onun aslında bunları kabullendiğini, onun için geç kalmalar ya da randevulara gitmemelerin sorun olmadığını düşünmüş. Alessandra çünkü hiçbir tepki vermeyip ne varsa içinde yaşamış. Dominic tamamen haksız ancak Alessandra da hiçbir şey dememiş, söyleseydi belki konuşsalardı Dominic bu kadar kör olmazdı ona karşı. Ale'nin tek hatası bu.

Dominic ise tamamen haksız. Dediğim gibi en başta ona çok sövdüm ancak sonrasında pişmanlığını iliklerime kadar hissettim. Gerçekten o şansı hak etti, gerçekten değişti ve mükemmel bir adama, Ale'nin âşık olduğu adama dönüştü.

Dominic'n bir iki defa avukat için yersiz kıskançlığı gerçekten de tokadı hak ediyordu, oh olsun. Ancak diğer kıskançlıkları, korumacılığı gayet yerindeydi.

Ona gerçekten çok âşıktı ve hatalarını tek tek görmeye başladı. Evlilik terapistine gidelim dediğinde Ale tek başına gitmiş Dominic gelmemişti. Birçok şeyde onu yalnız bırakmıştı. Mesela karısını dalmaktan korktuğunu sanıyordu ancak Ale daha önce arkadaşlarıyla gittiği tatilde tüplü dalışı denemişti. İş kurduğunda Dominic ayrıntısını ve bir şeye ihtiyacı olup olmadığını sormamıştı. Mesele finansal değildi kalpseldi.

Boşanmadan önce iki kere yakınlaştılar, zaten son beraberlikleri de boşanma kağıtlarını imzalamadan önceki gece oldu. Tamamen duygusal patlamalar sonucundaydı ikisi de.

Kitapta tek kusur diyebileceğim şey ise Dominic ile Alessandra boşandıktan sonra sadece yatak arkadaşlığı işine giriştiler. Tensel istek arzu dedikleri ama aslında birbirlerinden uzak kalamadıkları sahnelerdi. Bence o kısmı gereksizdi yoksa kusursuz ilerliyordu.

Ah Dominic, benim acılı âşık kekim... Boşanmalarına rağmen yüzüğünü parmağından hiç çıkartmadı, sadece bu ayrıntıya bile oturup ağladım. Boşanmış olsalar bile ona evet karım değilsin ama aşkımsın demeleri... İkisi de birbiri dışında birileriyle asla olamayacağını biliyordua Ale denedi ancak başaramadı. Dom ise cebinde karısının tek taşını, parmağında da onunla olan evlilik yüzüğünü taşıyordu. Ah bebeklerim...

Bir de kitapta bizden bir şeyler bulabiliyoruz. Ale kendi hayatının baş rolü olamamış, kendini başaramayacak gibi hissediyor, güçsüz görüyor. Ancak kendi ayakları üzerinde birçok şeyi başardığını görüyoruz. Ale kendini sevmiyor, bunun da farkına varıyor. Birey olmak istiyordu, kendi başına bir şeyleri başarmak ve yaptı. Önemli olduğunu ve değerli olduğunu hatırlayabildi. 

Sonu yine mutlu son. Ah bir de işk kitaptan Vivian'ın hamile kalıp kız doğurduğunu gördük. Çarpık Nefret kitabındaki Jules ve Josh'u da sahilde tatildeyken gördük.

Favorilerimden biri oldu bu kitap. Dün keşke ağlayacağım kadar kitap yorumumu yazsaydım daha etkili yazabilirdim. Sakin kafayla o kadar etkileyici olmayabiliyor. :D


Puanlama

Konu: 

Karakterler: 

Üslup: 

Akıcılık: 

Mantık: 

Duygusal Etki: 

Tatmin Edici Son: 

Tekrar Okunabilirlik: 

Okurun Bireysel Değerlendirmesi: ☆☆

10/10




Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Beyaz Leke-1 (Mahkumiyet) / Aslı Arslan / Yorum

Beyaz Leke-2 (Özgürlük) / Aslı Arslan / Yorum

En Heyecanlı Maçlar 2 / Vakıfbank-Fenerbahçe Maçı / Şampiyonlar Ligi Çeyrek Finali / 2025/ Vakıfbank Şampiyonlar Ligi'nde Yine Fenerbahçe'yi Altın Sette Eledi